Anksiyete(Kaygı) ve Anksiyete Bozuklukları
Anksiyete tanım olarak korkuya benzese de, korkudan bazı farklılıklar barındırır. Korkudan farklı olarak nedenin bilinmediği, içten gelen, belirsiz bir tehdide karşı gelişen ve bizi olası tehdit ve tehlikelere karşı uyaran psikobiyolojik bir ikaz sistemidir. Kişiye, tehlike altındasın; ya savaş ya da kaç uyarısını verir.
Korku, gerçek veya yakın algılanan bir tehdit, tehlike veya belirsizliğe karşı gelişen emosyonel bir yanıtken, anksiyete ise daha çok gelecekteki bir tehdidin beklentisidir.
Evrimsel olarak anksiyete, primatların erken dönemlerinde, muhtemelen milyonlarca yıl önce, insanın ataları daha savunmasız koşullarda iken, kendisini savunabilmek için sürekli tetikte kalmalıydı. Yaşamanın tek koşulu buydu ve saldırılarda çoğunlukla savaşma şansı olmadığı için, çoğunlukla kaçmak veya saklanmak zorundaydı. Ancak bu günümüz koşullarında, daha farklı bir savunmayı gerektirirken, yaşamı etkilemeyecek ve kısıtlama yapmayacak düzeydeyse normal olarak kabul edilir.
Normal Ve Anormal Kaygı
Yaşamın her alanında belli düzeyde kaygı(anksiyete) hayatta kalmamızı ve yaşamamızı sağlar. Örneğin karşıdan karşıya geçerken arabalara dikkat ederiz, yol uygun ve yaşamımızı tehdit etmeyecek gibiyse karşıya geçeriz. Burada belli bir tedirginliği yaşamak oldukça normaldir. Ancak, araba kesin çarpar, bütün sürücüler çok dikkatsiz ve kuralsız gibi düşünürsek, muhtemelen karşıya geçmekten vazgeçeriz ve bu tekrarladığında bir davranış kalıbını alarak, yapılmayacak bir durum halini alır. Bu durumda normal bir kaygıdan ziyade, bir bozukluğu, tedavi edilmesi gereken bir durumu gözlemleriz.
Kaygı Normalin Üzerine Çıktığında Neler Olur?
Kaygının artmasıyla birlikte vücutta sempatik sinir ağı devreye girer ve kişiye kaçmalısın, tehlike altındasın sinyali verir. Bununla birlikte beden, vücudun kaçarken ihtiyacı olan her şeyi sağlamak için aşırı faaliyete girmesini sağlar. Örneğin, kaçan bir kişi daha fazla oksijene ve kan şekerine ihtiyaç duyar. Bunu sağlamak için kanı daha fazla pompalar, yani kalp hızını artırır, oksijen sağlamak için daha fazla nefes alması gerekir. Tetikte olma hissi, her an birşey olacak düşüncesiyle birlikte, tetikte olma hali, huzursuzluk ve gerginlik hali ortaya çıkarır.
Anksiyetenin Psikolojik Etkileri
- Huzursuzluk
- Aşırı uyarılmışlıl hali
- Ajitasyon
- Öfke ve saldırganlık
- Bilişsel değişiklikler (Dikkat-hatırlama-konsantrasyon
Anksiyetenin Bedensel Belirtileri
- Kalp atışları hızlanır
- Depolanmış yağ ve şeker kana karışır
- Solunum sayısı artar
- Kanda alyuvarlar artar
- Pıhtılaşma mekanizmaları harekete geçer
- Kas gerginliği artar
- Sindirim sistemi yavaşlar ve durur
- Hipofiz bezi uyarılır
- Göz bebekleri büyür
- Terlemede artış